Couteau : mil Un couteau bir bıçak ve bir saptan oluşan kesme için keskin bir alettir.
Çatışmada olmak: açık savaşta; birkaç kişi arasındaki bir atmosfer veya çok gergin bir durumdan söz edilir.
Bıçakla kesilecek bir sis: çok yoğun bir sis.
Bıçak maçı: Aynı seviyelerdeki rakiplerin her birinin diğerini önemli ölçüde uzaklaştırmayı başaramadığı, avantajın sürekli olarak taraf değiştirdiği bir toplantı.
Gözünde bıçak olması: Sanki bıçakları onları rahatsız eden kişiye doğrultmuş gibi birine şiddetle (genellikle iyi bir sebeple) bakmak.
Bıçak bulan tavuk gibi olmak: Bilgi eksikliğinden hareket edememek.
Bıçağı yarada karıştırmak: Ahlaki bir acıya neden olarak acıya neden olmak. Bıçağı altına, boğaza koyun: bir tehditle sınırlayın.
Bıçağı dişlerinizin arasına ve ayağınızın altındaki yumurtaya sürün: ustalıkla ve büyük bir kararlılıkla sürün (mekanik spor jargonu).
Bıçağı sapından tutun: baskın bir konuma sahip olun; durumu iyi kontrol edin.
Sırtından bıçaklamak: ihanet etmek.
Büyük Bıçak: Büyük Çirkin; ünlü cerrah.
İkinci veya üçüncü bıçak: tiyatrodaki küçük gangster veya yedek.
İkinci bıçak: ikinci sınıf atlet (spor jargonu).
Küçük bıçak: küçük gangster.
Büyük bıçak: Büyük cerrah.