Sepetim : nm Orijinal olarak sepet örgüsünden yapılmış ve malları, erzakları, yiyecekleri ve hayvanları taşımak için kullanılan kap. (Latince kelime panorama "ekmek sepeti").
Delinmiş sepet: kişi çok müsrif, savurgan (aşağıya bakınız)
Sepetin üst kısmı:seçkinleriçinde çiçek olarak da adlandırılan yatağındaiçinde krem (aşağıya bakınız).
Aynı sepete koyun: aynı ve genellikle olumsuz bir şekilde yargılayın.
Sepetin dibi: hurda.
Ekmek sepeti: göbek.
Tüm yumurtalarınızı tek sepete koyun: her şeyi aynı ürüne yatırın.
Aynı sepete koymak: aynı ve genel olarak olumsuz bir şekilde yargılamak (aynı torbaya koymak).
Ekmek sepeti: mide. İngiliz işçiler aynı ifadeye sahiptir: ekmek sepeti.
Çöp sepeti: Yatak (varoş argosu).
Delinmiş sepet: savurgan, müsrif (burjuva argosu).
Arka (veya ön): elinizi sepete koyun.
Fuhuş dilinde “sepet!”, fahişelerin polis baskını olduğunda çıkardıkları çığlıktır.
Salata arabası: Polis cezaevi minibüsü. Polis minibüslerinin bir zamanlar hasırdan yapıldığı gerçeğinden gelen eski ifade.
Çeşitli şeyler için, kolayca anlaşılabilen metaforumuz etkili bir şekilde en güzeli veya en iyiyi ifade ediyorsa, ifade aynı zamanda insanlardan bahsederken en zengin, en seçkin veya en ünlüyü belirtmek için kullanılır.