yemekler : nf ve env. Alıştırma et suyu in pot au-feuOf soslar içinde güveç.
Ortak görevli masası (pislik, kantin, çöp tenekesi).
Yemekleri gezin: sivil veya askeri bir kişilik için çeşitli birimlerin memurlarına propaganda veya bilgi ziyareti yapın.
Çorba, yemek pişirme. Yemek pişirmek.
Eskiden fakir ve fakir mutfağının mutfağı. Yemekleri yapın, ortak masraflarla yetersiz bir yemek yapmak için bir araya gelin.
Yemekte olmak: Evde olmak.
Evini ve aile hayatını seven ev kadını. O çok dağınık!
Yemeklere gitmek: Bir geziden eve gelmek, eve gelmek.
Yemeklerde: Yemeklerini bir asker tarafından pişiren subayların toplantısı.
Yemek yemek: iş, ev işleri, ev işiyle fazlasıyla meşgul olan.
Uyuşturucu bağımlılarının kendilerine enjekte etmek için kullandıkları gereçler.