Gras : sf. ve N. Yağdan oluşur; doğası gereği yağlı.
Yağ parçasını kesin/tartışın: bazı şeyler ve diğerleri hakkında konuşun (Önlüğü kesin).
Büyük olun: bundan yararlanın.
Bir domuz gibi, bir keşiş gibi şişman olmak; pastırma yağı.
Göbek yağı: hakaret. Dışarı çık, karın yağı!
Yağ almak: Kınama almak, birinden sitem almak. Almanlar “ringanızı alın (Hähring)” ifadesini kullanırlar.
Şişman: şımarık adam ve hatta müstehcen.
Cesur konuşmak: Kulakları korkutmak amacıyla söz söylemek.
Cesurca konuşmak: müstehcen sözler söylemek.
Kalın: kâr.
Yağ var: kazanılacak para var.
Yağ yok: orada yapacak bir şey yok.
Yağ yok / yağ yok : Çok fazla yok (bir yemeğin veya etin miktarından bahsetmişken).
Şişman var: (çok) parası var.
Uyumak: Geç kalkmak.
Diz yağı: hakaret (bir kadın için).
Uyumak: Bir prens gibi yaşamak.
Birinin yağına sahip olmak: Öldürülmek.