tüfek : mil Uzun bir namludan oluşan taşınabilir ateşli silah.
Boğaz, mide.
Silaha koyacak hiçbir şeyin olmaması: Midesinin boş olması; yiyecek hiçbir şeyin yok.
Silaha bir (bir şey) sokun: yiyin, için, bir şeyi yutun.
Silahı vurmak/doldurmak: iyi yiyin.
Silahı durulayın: iyice yiyin veya için.
Umurunuzda değil: çok yiyin.
Silahtan uzaklaşmak: Nefesinizin kötü kokması.
Silahı atın: Birisiyle konuşurken tükürük saçın.
Bir şans verin: Bir restoranda çok yüksek bir fatura alın. Çok ağır bir silah sesi aldık!