Çekirdek : mil Un çekirdek bir meyvenin, bir sebzenin yenilebilir kısmı çıkarıldığında geriye kalan kısmıdır.
Kafa, kafatası.
Yüz, yüz: komik bir çekirdek.
Çekirdeği kırmak: Düşünürken kafasını kırmak.
Devam et: kafanı riske at.
Birbirinizin özünü yalayın: öpün, öpün.
Kütüğü sökün: boğmak.
Küçük adam, küçük kadın.
benim küçük kütüğüm : bir çocuğu, genç bir kızı belirten sevgi terimi.
Sevimli : Sandıklar ne!
Çekirdeğe kadar sahip olmak: sonuna kadar, tamamen, tamamen (kemiğe kadar).
– Céline (1894-1961) olarak bilinen Fransız yazar Louis-Ferdinand Destouches'tan alıntı: “Yaşlı kadın el kol hareketleri yapıyor, kendini yırtıyor... Angèle onu yine kanla kaplıyor!… Onu ters çevirecek, başı öne eğecek… onun çekirdeğini çal…” romanda Guignol'ün grubu. (1952).
– Amerikalı yazar John Fante'den (1909-1983) alıntı: “Bu dergi bir şeydir, dedim. en büyüğü. – Çürümüş. Çürük çekirdek. » Toza Sor romanında (Toza sor) (1939).