limonata : nf La limonata bir içkidir gaz renksiz, hafif tatlı ve aromalı limon suyu.
Su (sarhoşlar jargonu).
Kendini limonataya sokmak: suya atlamak.
Limonata: tabak (hırsızlar için argo).
Limonata içinde olmak: Bir kuruş olmadan sefalet içinde olmak.
Limonatada olmak: küçük bir bar işletmek.
Tekme limonata: bitkin bir yüzücü için gelişigüzel yüzmek (spor jargonu).
Limonataya düşmek: Zor bir mali durumda olmak, iflas etmek.
Bu limonata: rüzgar; değersiz.
Aynı limonata değil: aynı şey değil.
Artık aynı limonata değil: artık aynı şey değil.
Bir fahişe ya da pezevenk için, dönüştürmek/limonataya sığınmak: içici olmak.
Düşük kaliteli eroin.